2011 Haziran ayından itibaren İsviçre’de yaşayan Anton Aldemir, bu yılın başında Türkiye pasaportunu uzatmak için TC Bern Büyükelçiliğine başvurur. Konsolosluk eski pasaportunu alır ancak yeni pasaport alamayacağını söyler. Nedenini soran Anton’a ise Türkiye’ye hakkında yürütülen bir dava olduğunu, arandığını, görüldüğü yerde tutuklanması gerektiğini söyler.
Anton Aldemir çocukken ailesi tarafından Müslüman olarak yetiştirilmiş. Ailesi okulda kim olduğunu sorarlarsa biz baba tarafından Manav, anne tarafından Rumeli muhaciriyiz diye söylersin şeklinde telkinlerde bulunurmuş. İzmit Merkez ilçesinde doğan, çocukluğu ve gençliği de burada geçen Anton 2012 yılında DNA testi yaptırır ve Orta Asya kökenli yani etnik Türk olmadığını öğrenir. Test sonuçları Anton’un atalarının binlerce yıldır Küçük Asya’da yaşadığını gösterir.
İlgisini çeken bir gelenek onu kimlik arayışına yönlendirir. Kapadokya Rumlarının kaşıkla oynadıkları halkoyunlarının neredeyse benzerini ailesindeki büyüklerin de oynuyor olması, hayvan derilerinden ‘def’ yapıp müzikler çalınması ve diğer kimi geleneksel motiflerden yola çıkarak soyunu araştırmaya yönelir.
Babaannesinin ağabeyinin (Pehlivan Çakıcı İzzet/ İzmit) Rumca/Helence konuştuğunu öğrenir.
Bu konuda yazılmış bir çok eseri, kitap, makale vb. okuyan Anton her şeyden önemlisi yüz yıl önce bu topraklarda yaşanmış acıları fark eder. Benzer acıları yaşayan Ermeni, Süryani ve Rum/Helenlerle tanışır, sohbet eder, bilgi alış verişinde bulunur.
Anton Aldemir çocukken ailesi tarafından Müslüman olarak yetiştirilmiş. Ailesi okulda kim olduğunu sorarlarsa biz baba tarafından Manav, anne tarafından Rumeli muhaciriyiz diye söylersin şeklinde telkinlerde bulunurmuş. İzmit Merkez ilçesinde doğan, çocukluğu ve gençliği de burada geçen Anton 2012 yılında DNA testi yaptırır ve Orta Asya kökenli yani etnik Türk olmadığını öğrenir. Test sonuçları Anton’un atalarının binlerce yıldır Küçük Asya’da yaşadığını gösterir.
İlgisini çeken bir gelenek onu kimlik arayışına yönlendirir. Kapadokya Rumlarının kaşıkla oynadıkları halkoyunlarının neredeyse benzerini ailesindeki büyüklerin de oynuyor olması, hayvan derilerinden ‘def’ yapıp müzikler çalınması ve diğer kimi geleneksel motiflerden yola çıkarak soyunu araştırmaya yönelir.
Babaannesinin ağabeyinin (Pehlivan Çakıcı İzzet/ İzmit) Rumca/Helence konuştuğunu öğrenir.
Bu konuda yazılmış bir çok eseri, kitap, makale vb. okuyan Anton her şeyden önemlisi yüz yıl önce bu topraklarda yaşanmış acıları fark eder. Benzer acıları yaşayan Ermeni, Süryani ve Rum/Helenlerle tanışır, sohbet eder, bilgi alış verişinde bulunur.
2011 yılında vaftiz olup Ortodoks Hristiyan inancına geçer. Bu arada nüfusta kayıtlı olan eski adını dava açıp mahkeme kararıyla Anton olarak değiştirir.
Anton artık yüz yıl önce o topraklarda yaşanmış acılarla ilgili her konuda duyarlı bir insan olmuştur. Bu konularla ilgili her türlü etkinliğe olanakları ölçüsünde destek verir.
2017 yılında Stuttgart’ta yapılan Pontos Rum Soykırımı anmasında da yer alan Anton basında bu etkinlikte yer aldığına dair çıkan kimi haber ve fotoğraflardan ötürü sosyal medyada tehditlere, hakaretlere maruz kalır.
2018 yılının Ocak ayında ise İzmit’te yaşayan kız kardeşi polis tarafından göz altına alınır. Kendisine Anton’un nerde olduğu, ne işle meşgul olduğu sorulur. ‘İnsanları Hristiyan yapmaya zorluyormuşsunuz’, ‘Bu Manavlar kimdir, bize anlat’ gibi konuşmalara muhatap edilen Anton’un kız kardeşi daha sonra serbest bırakılır.
Anton halen İsviçre’de yaşıyor ancak Türkiye pasaportuna el konulduğu için yurtdışına çıkamıyor. Ve yaptığı girişimlere rağmen kendisine konsolosluktan resmi bir yanıt da verilmiyor.
[Devrimci Karadeniz]
Anton artık yüz yıl önce o topraklarda yaşanmış acılarla ilgili her konuda duyarlı bir insan olmuştur. Bu konularla ilgili her türlü etkinliğe olanakları ölçüsünde destek verir.
2017 yılında Stuttgart’ta yapılan Pontos Rum Soykırımı anmasında da yer alan Anton basında bu etkinlikte yer aldığına dair çıkan kimi haber ve fotoğraflardan ötürü sosyal medyada tehditlere, hakaretlere maruz kalır.
2018 yılının Ocak ayında ise İzmit’te yaşayan kız kardeşi polis tarafından göz altına alınır. Kendisine Anton’un nerde olduğu, ne işle meşgul olduğu sorulur. ‘İnsanları Hristiyan yapmaya zorluyormuşsunuz’, ‘Bu Manavlar kimdir, bize anlat’ gibi konuşmalara muhatap edilen Anton’un kız kardeşi daha sonra serbest bırakılır.
Anton halen İsviçre’de yaşıyor ancak Türkiye pasaportuna el konulduğu için yurtdışına çıkamıyor. Ve yaptığı girişimlere rağmen kendisine konsolosluktan resmi bir yanıt da verilmiyor.
[Devrimci Karadeniz]